9 Aralık 2014 Salı

İsmek Kurabiye Hamuru Yapım Kursu






Kurabiyelere karşı zaafım var .. yeni tarifler denemeyi tatmayı seviyorum. O yüzden kursa kayıt olmuştum, 4 saatlik bir kurs olduğu için fazla bişey öğrenemiyorsunuz. Yine de çok eğlenceli geçti bence. Üç çeşit kurabiye, şeker hamuru süsleme, royal icing süsleme yapıyorsunuz sonra da eve götürüp afiyetle yiyosunuz :)

24 Kasım 2014 Pazartesi

AŞURE


Benim için aşure zamanı yoktur, yılın her zamanı yiyebileceğim kadar çok sevdiğim bir tatlıdır. Gene de aşure zamanı insan özenip yapmak istiyor. Bu yıl ki biraz aceleye geldi aslında, yapmasam mı acaba derken kendimi mutfakta aşure yaparken buldum. Haliyle evde bulunan malzemelerden uyarlama yaptım. Normalde içine portakal kabuğu rendelerim; arkadaşımın verdiği mandalina reçelinin suyunu koydum, nar yerine gene arkadaşımın verdiği nar reçeli, üzüm yerine de üzüm reçeli.. Biraz abartılı bir uyarlama oldu. İncir reçelli helva, akide şekeriyle yaptığım elma tatlısından sonra aşurede kendimi iyice aştım :))

Malzemeler:
1 su bardağı buğday
1/2 su bardağı nohut
1/2 su bardağı fasulye
2 su bardağı toz şeker
Karanfil
Elma
Portakal kabuğu rendesi
Kuru incir, kuru kayısı, kuru üzüm
Fındık, ceviz, badem 
Tarçın 
1çimdik tuz

Yapılışı:
Düdüklüye alınan buğday yaklaşık 1 saat pişirilir. Bir gece önceden ıslatılan nohut ve fasulye de ayrı ayrı pişirilir, suları süzülür. Ben nohut ve fasulyeyi önceden ıslatmadım  düdüklüde yaklaşık 45 dakika pişirdim. Sonra gerekirse su eklenip tüm malzemeler birlikte 10-15 dakika pişirilir; şeker, küp küp kesilmiş elma, tuz, portakal kabuğu rendesi ve karanfil eklenip 10-15 dakika daha pişirilir. Şeker için kesin bir ölçü yok aslında ben genelde tadına bakıp ayarlıyorum. Altını kapatmaya yakın minik minik kesilmiş kuru meyveler ve dövülmüş kuru yemişler ilave edilir. Soğuyunca üstü tarçın, nar vb ile süslenir...



Nane Şekerli Sıcak Çikolata




Nane ve çikolata uyumunu her zaman sevmişimdir, maalesef pek fazla yerde karşımıza çıkan bir ikili değil.. Nane aromalı sıcak çikolatayı geçtiğimiz yaz Antalya ' da görmüştüm, açıkçası o sıcakta içmek aklımın ucundan dahi geçmedi. Tabi sonra denemediğim için pişman oldum.. Geçenlerde İstanbul ' da bir yerde naneli frappe buldum, kahve de çikolatanın kardeşi değil mi diye kendimi avutarak denedim fakat pek sevmedim. Nane sosu abartılıydı, bu sebepten de rahatsız edici bir acılığı vardı. En iyisi mi kendim bir deneme yapayım diye düşünerek geçtim mutfağa :)

Malzemeler:
3/4 çay bardağı krema
Naneli şeker
Kakaolu puding, cappuccino, kahve ve kahve kreması karışımı (vaktiyle değerlenmek üzere bir araya gelmiş bir sürü şey)

Yapılışı:  
Birkaç tane naneli şekerini iyice ezip krema ile karıştırıyoruz. Sonra yaklaşık 20 dk buzdolabının derin dondurucu kısmında bekletiyoruz. Buzdolabından çıkardığımız kremayı 3-4 dk mikserle çırpıp sertleşmesini sağlıyoruz. Diğer taraftan da sıcak çikolatayı hazırlıyoruz, onun içine de bir kaç naneli şeker ekliyoruz.   Çırptığımız kremayı sıcak çikolata üzerine koyduktan sonra biraz da süslersek bu iş tamam :))




Çırpılan krema neredeyse iki katına çıkıyor




İncir Reçeli

Normal şartlarda incir reçeli sevmem, en azından öyle sanıyordum!! Çok küçükken bi kaç yere yiyip beğenmediğimi hatırlıyorum. Benim aksime kız kardeşim çok sever. Ben de sırf o seviyor diye incir reçeli yaptım :)      
Bu reçel aslında erkek incirden olurmuş. Hani bahar aylarında ağaçlarda görürsünüz meyveler olur, sonra hepsi olgunlaşmadan dökülür , işte onlar erkek incir oluyormuş. Annemin arkadaşı, kardeşim incir reçelini çok sevdiğinden ve yapmak istediğinden bahsettiğinde söylemişti. Bunu öğrenince; bizim hastanenin bahçesinde kocaman kocaman bir sürü incir ağacı olduğu hatta meyvelerinin de hep olgunlaşmadan döküldüğü aklıma geldi. Tamam dedim içimden demek ki bunlardan toplanıp reçel yapılabilir. Aradan bayağı zaman geçti, baktım bizim ağaçlarda incirler olmaya başlamış.  Aslında incirleri toplayıp kardeşime yollamak daha akıllıca bir fikirdi ama reçeli kendim yapıp sevindireyim istedim. Hastanedeki arkadaşlarla bir kaç tane incir topladık, az miktarda reçel denemesi yaptım. Yaptığım şeyin tadına bakmamak olmazdı, ilginçtir ki incir reçeli sevmeyen ben tadına doyamadım. Daha sonraki gün 50-60 tane incir topladık. Aman Allahım ne kadar zahmetli bir reçel. Deneme yaparken bir kaç tane olduğu için farketmemişim. Ham incirin sütü elinize bıçağa her yere yapışıp kalıyor zamk gibi, parmaklar yara oluyor. O yüzden eldiven kullanmak en iyisi.  Gelelim yapımına.. Önce incirler bir güzel yıkanıyor, tüm kabukları soyuluyor. Sonra su dolu bir tencereye alıp pişirmeye başlıyoruz. Yaklaşık bir saat pişiriyoruz. Bu arada kaynarken de incir sütü sağa-sola, tencere kenarlarına bulaşıyor ve temizlemesi çok zor. Tüm incirler suyun dibine çöktüğünde tencerenin altını kapatabiliriz. Sıcak suyu döküp incirleri soğuk su dolu bir kaba alıp biraz bekletiyoruz ve bu işlemi bir kaç kez yapıyoruz. Son suyu döktüğümüzde incirleri de tek tek elimize alıp parçalamadan sıkıyoruz ki acı suyu iyice akıp gitsin.  İncirler pişerken başka bir tencerede şurup kaynatıyoruz. Ben 50-60 incir için 9 bardak şeker ile 7 bardak suyu kaynattım. Aslında şekeri biraz az gibi gelebilir; bu sayede yerken baymadı. Suyu az koyduğum için tane oranı da yüksek oldu. Hedeflediğim şeyler de bunlardı zaten :) İncirlerin suyunu sıkınca kaynayan şuruba atıyoruz ve bir süre daha kaynatmaya devam ediyoruz. Normalde şurubuna bakılır olmuş mu diye ben tadına bakmayı tercih ettim. Ocağı kapatmadan önce de bir kaç damla limon sıkıyoruz içine. Soğuyunca kavanozlara alıp ağzını kapatıyoruz ve buzdolabına kaldırıyoruz malum şekeri az hemen bozulmasını istemeyiz..











 

22 Kasım 2014 Cumartesi

Reyhan şerbeti




Aslında yaza daha çok yakışacak bir tarif.. Arkadaşım bahsedip çok çok övünce hemen denedim, eşinin annesi kahvenin yanında servis edermiş bu şerbeti.. Küçükken de anneannem gül şerbeti yapmıştı merak ettiğim için. Ee tabi küçücük çocuğa bahsedip merakta bırakırsan yap diye tutturur :) Limon tuzunu bolca koymuştu, gülün rengi suya iyice çıksın diyeymiş, ben içememiştim maalesef fazla ekşi olduğu için.. Bunlardan yola çıkarak acaba daha başka neler yapabilirim diye internette biraz araştırma yaptım. Leylak, hanımeli, lavanta, menekşe vb bir sürü kokulu çiçek kullanılarak yapılan şerbetler var, herkese pek hitap etmiyor gerçi. Zira ben menekşe şekeri denediğimde beğenip kardeşime de denetmiştim, yorumu  ''parfüm yemiş gibi çok kötü'' olmuştu :))

Malzemeler:
1 demet reyhan
1 limon
1 su bardağı şeker
1 su bardağı su

Yapılışı:
Reyhanların yapraklarını ve çiçekli kısımlarını alıp ayıklıyoruz. Şeker ve suyu bir tencerede 10-15 dk ısıtıp kaynayınca ocaktan alıyoruz, içine kabuğuyla birlikte küp küp doğradığımız limonları ve yıkayıp iyice süzdürdüğümüz reyhan yapraklarını atıyoruz. Tencerenin kapağını kapatıyoruz. Ara sıra karıştırıp limonları kaşıkla ezdirip sularının çıkmasını sağlıyoruz. Oda ısısına geldiği vakit yaprakları süzdürüp şerbeti bir kaba alabiliriz. Buzdolabında yaklaşık bir hafta saklanabiliyor bu şerbet. Servis ederken bardağın yarısı ya da üçte biri kadar şerbet üzerine su ilave ediyoruz. 

Taze reyhanı salatalarda kullanırdım normalde fakat aroması ağır geldiği için fazla koyamazdım salataya. Kuru reyhanı da makarna soslarında kullanırdım. Hep aklıma reyhanın başka bir şekilde kullanılabileceği hatta tatlıya daha çok yakışacak bir aroması olduğu gelirdi fakat nasıl bir şey yapmam gerektiğini bilememiştim. Şerbet hali gerçekten çok güzelmiş, bir sürü kişiye tattırdım ve beğendiler, hatta tarifi bana veren arkadaşım çok beğenip nasıl yaptığımı sordu. Galiba o tarifi anlatırken ben sadee malzemelere odaklanmışım, tarifini farkında olmadan değiştirmiş olabilirim. Normalde yapılırken suyu daha fazla koyuluyormuş ve seyreltilmeden içiliyormuş bunu da belirtmiş olayım..





 



Süt Reçeli > Dulce de leche

Uzun zamandır bloğa girmiyordum. Sebebi biraz yazmaktaki üşengeçliğim biraz da son zamanlarda internet ve bilgisayarımla ilgili yaşadığım problemlerin beni çileden çıkarması oldu:S O kadar aradan sonra süt reçeli güzel bir başlangıç olur diye düşündüm. İlk duyduğumda biraz garipsemiştim ama yeni tariflere açık biri olarak mutlaka denemeliydim. Şahsen tadına bayıldım, hatta insanları o kadar merakta bıraktım ki ertesi gün iş yerine götürmek zorunda kaldım :D Tadına bakan herkes beğendi. Misbonumsu karamelimsi bezemsi öyle değişik hoş bi tadı var. İlk denemem olduğu için ana tarife sadık kaldım ilerde kendi yorumumu da katıcam inşallah... İçine fındık, fıstık, kakao vs ekleyerek kahvaltılık olarak deneyenler var. Tabi ki yaratıcılığınıza kalmış bir şey, daha başka şeylerde de kullanabiliriz bu tarifi. Malzeme olarak fazla bir şey kullanmıyorsunuz zor bir tarif de değil ama dikkat isteyen bir tarif, sürekli köpürüp taşma ihtimali var.
 
Malzemeler:
1 lt süt
1 su bardağı toz şeker
1çay kaşığı karbonat
 
Yapılışı:
Süt ve şekeri derince bir tencerede ocağa alıyoruz. Kaynamaya başladığı zaman karbonatı ekliyoruz. Karbonat ilk eklendiğinde çok fazla köpürüyor, ben ocağın altını iyice kısıp hızlı hızlı karıştırmıştım taşmaması için. Kaynadıkça kıvam artıyor, ara ara köpürmeye devam ediyor o yüzden dikkat !!  Pişirme süresi kullanılan süt miktarına göre değişiyor. Ara sıra bir kenara azıcık alıp soğutarak kıvamına bakmak gerekiyor. Kaynarken sıvı gözükse de soğuyunca katılaşıyor ve ne kadar çok kaynarsa rengi o kadar koyulaşıyor karamelize oluyor.  
 
Ben tarifi 1 lt sütten yapmadım, neme lazım beğenmezsem o kadar süt çöpe mi gidecekti :D Küçük bir paket süt kullanarak şeker ve karbonat miktarını ayarladım. Elimde kalan minik bir kase reçel oldu haliyle..
 
 
 
 

Reçelin son hali :)



 

15 Şubat 2014 Cumartesi

Kaş ve kirpik bakımı


Kullandığımız makyaj malzemelerinden ve hatta makyaj temizleyicilerinden kaş ve kirpikler zamanla zayıflayıp dökülebiliyor. Bu yüzden bakımı ihmal etmemek gerekiyor. Ben evde böyle şeylerle uğraşmayı seviyorum dışardan almak yerine kendim yapmayı tercih ettim. Malzemeler için bakınız 'fotoğraflar':) Lanolini eczane dışında bulmanız pek mümkün olmayabilir. Diğer malzemeler zaten artık her yerden bulunabilir şeyler. Lanolin Koyun yapağından elde edildiği için kokusu çok kötü, hele de iyi temizlenmemiş olursa, bu yüzden çok az kullandım. Kakao yağında dikkat edilmesi gerekenler; kakao yağının orjinali katıdır. Piyasada satılanların çoğu sıvı ne olduğu belirsiz yağlar. Ben tesadüf eseri orjinalini bulmuştum :) Minik plastik şişede de badem yağı var. Şimdi yapımına geçelim. Malzemelerin çoğu katı olduğundan iyice karıştırmak için benmari usulünü tercih ettim. Karışım yaptığım kap minicik bu yüzden kaynarken içine su kaçmasın diye suyu başka bir yerde kaynatıp tencerenin içine boşalttım. Zaten hepsi çok çabuk eriyor, ekstradan bir kaynatma işlemine gerek kalmıyor. Tüm malzemelerden göz kararı eşit miktarlarda koydum, oranlar çok mühim değil. Hepsinden ekleyip erittikten sonra bu sefer tencereye soğuk su koydum ve kürdanla soğuyana kadar karıştırdım. Kendi kendine soğumaya bıraktığınızda malzemeler birbirinden ayrışabiliyor. Sonunda tereyağ görünümlü bir karışım çıkıyor ortaya... Bu karışımı akşamları yatmadan bir kaç saat önce kaş ve kirpiklere kulak temizleme çöpü ile sürebilirsiniz. Sürerken amman dikkat gözlere kaçmasın.. Yatarken temizlemekte fayda var yoksa yastık yorgan yüzünüz sabah uyandığınızda yağ içinde oluyor :)























Bakım yağımız hazır :)

Soğumadan önce

DIY Kolye


Metal kolyeleri ucuzlukta kotondan aldım  :) Yandaki taşlı şeridi ve kurdeleyi de incik boncuk satan bir yerden metre işi bulabiliyorsunuz. Önce iki metal kolyeyi bir iple yan yana birleştirdim. Sonra taşlı şeritteki boşlukları siyah kurdele ile sardım. En son da metal kolyeler ile şeridi ip yardımıyla birbirine sabitledim...










1 Şubat 2014 Cumartesi

Gülümseyin çekiyorum fotoğraf kulübü ve Galata gezimiz


Bir süredir facebook sayesinde bulduğum fotoğraf grupları ile haftasonu çekimlerine gidiyorum. Tabi bu sayede yeni yeni mekanlar da keşfediyor insan. Ben zaten yeni yerler keşfetmeye meraklıyım gözlerim radar gibi heryeri tarıyor. Cha' ya Galata bunlardan biri... Bir kaç arkadaşın beraber açtığı yeni bir mekan. Dışardan fotoğraf çektiğimizi görünce hemen içeriye davet ettiler, özellikle fotoğraftaki bayan oldukça sıcakkanlıydı :) Gruptan kopmamak adına içeride fazla kalamadık maalesef. Dekorasyona bayıldım, içerdeki objeler özenle seçilip koyulmuş, ince bir zevkin eseri.. Sevdiğim herşey vardı limon ağacı, kumkat ağacı, gramafon, kitaplar, çeşit çeşit şirin objeler ve de ÇAY... Yaklaşık 60 çeşit çay varmış!! Duyunca şaşırıyor insan değil mi..Hepsini ama hepsini denemek istiyorum :)     








Benim kumkatım da böyle meyve vericek mi acaba ??